Kendi varlığını her haliyle kabul etmeden, kendini sevmeden, kendini hissetmeden, yaşadığın yaşamın içinde ne kadar mutlu olabilirsin? Başka yaşamlarda, başka kişilerin düşüncelerinde ve -mış gibi yaşananların içinde kaybolursun. Gün gelir dış seslerin gürültüsünden iç sesini duyamazsın, ayrılık bilinci havuzu içinde yüzüp, boğuştuğunu hissedersin, yorgunluktan, ne yapacağını bilmeden, kısır döngülerde kaybolursun.

Sevgili dostlar, kendi varlığının içine adım attığında, yüreğinin ve sezgilerinin peşinden koşmaya cesaret ettiğinde, varlığın harekete geçer. Işığın ve özünle bağlantın kuvvetlenir. Rehberlerinin sesini duymaya başlarsın. -mış gibi yaptığın şeyler dönüşmeye başlar. Sevgi okyanusuna yavaş yavaş yüzmeye başlarsın. Kalp alanın genişlemeye ve gözlerine baktığında Yaradan’ın sevgisini, ışıltısını, varlığının güzelliğini görür, hisseder, duyarsın. Dünya sana hizmetinin muhteşemliğini sunar. Toprak ananın tüm lütfu seninle tezahür eder yaşamında. En önemlisi de Bir’in içinde Bir yürek olarak atar kalbin. Aşk’la